Çukurcuma’dan Cihangir’e: Gezilecek Yerler

Koleksiyoncuların bir numaralı adresi Çukurcuma'dan, 'sanatçılar ve kediler cumhuriyeti' Cihangir'e; antika dükkânları, modern sanat galerileri ve bohem kafeleri kapsayan Cihangir’de ve Çukurcuma’da gezilecek yerleri keşfedin.

featured
service

İstanbul’un en eski semtlerinden olan Çukurcuma ve Cihangir, Beyoğlu ilçesine bağlı. İstanbul’un en iyi antikacıları bulunan bu semtlerde; tarihin izlerini taşıyan evler, sevimli cafeler ve sanat galeri dükkanları oldukça popüler.

Bu yazımızda Beyoğlu’nun ünlü semtleri: Çukurcuma’da ve Cihangir’de gezilecek yerleri, popüler mekanları keşfedebilirsiniz.

Çukurcuma’da Gezilecek Yerler

Çukurcuma’da gezilecek yerler ile yazımıza başlayalım…

Çukurcuma'da gezilecek yerler

Taksim’den Cihangir’e uzanan Sıraselviler Caddesi’nin genişlediği bir kavşakta, Firuzağa Camii sizi karşılıyor. Caminin sağından kıvrılan yol ise doğruca Çukurcuma’ya iniyor. Çukurcuma gezilecek yerler arasında; ciğerci dükkânları, kahveleri, harap evleri, eski hamamları bulunuyor.

Çukurcuma adını Taksim bölgesine göre daha bir çukurda kalması ve Osmanlı döneminde Fatih Sultan Mehmet’in fetihten sonra ilk Cuma namazını burada kılmasından aldığı rivayet ediliyor.Beş yüzyıl kadar önce bir Osmanlı mahallesi olarak kurulan Çukurcuma; son on yıldır, önce sahaf dükkânlarının, ardından da antikacılarla sanat galerilerinin bölgeye yerleşmesiyle, her zamankinden daha popüler hale geldi.

Bugün kenti ziyaret eden turistlerin de uğramadan geçemediği mahallede; eski İstanbul evlerinden toplanmış mobilyalar, tablolar, kostümler, lambalar, kurnalar, radyolar, gramofonlar, çömlekler, halılar, kilimler ve eski-yeni sayısız eşya sizi bekliyor. Çukurcuma’da dolaşırken, sokaklarda ve dükkânlarda özgürce gezinen kedilere de rastlayacaksınız. Cihangir’in simgesi olan kediler, mahalle sakinleri tarafından çok seviliyor.

A la Turca

Çukurcuma antikacıları

Dört katlı eski bir Çukurcuma evinde hizmet veren A la Turca, bir antika ve halı müzesini andırıyor. Küpler, el dokuması asırlık halı ve kilimler, işlemeli örtüler, antika ev eşyaları ve trombon gibi ilginç müzik aletleri sergileyen mekânın her katı, farklı bir ürün kategorisine göre düzenlenmiş: Bodrum bölümü irili ufaklı küplere, “kilim odası” denilen giriş katı ise Anadolu halı ve kilimlerine ayrılmış. Birinci kat, tarihi halı ve antikaların sergilendiği şömineli “misafir odası”; en üst kat ise kütüphane. A la turca house konumu için tıklayın.

Art Shop

Çukurcuma gezilecek yerler

A la Turca’nın çaprazındaki Galeri Art Shop, sanat camiasının mesken edindiği Çukurcuma’nın en eski galerilerinden biri. Galeri-mağaza anlayışıyla işletilen Art Shop, yeni nesil Türk sanatçıların yanı sıra, ünlü tasarımcıların ürettiği resim, heykel, seramik, cam, mobilya ve takı çalışmalarına da yer veriyor.

Ziyaretçilerin dinlenmesi için arka tarafta küçük bir terasa sahip olan galeride, meraklıları için sanat kitapları da bulunuyor. Pazar hariç haftanın her günü, 11:00 – 19:00 arasında gezilebilir. Çukurcuma Art Shop konumu için tıklayın.

Galeri Art Shop’ta, çökertme camdan yapılmış heykelimsi aksesuarlardan, eski kaftanların modern yorumlarına kadar, her tür sanat tasarımını bulabilirsiniz.

Cihangir’de Gezilecek Yerler

Şimdide, İstanbul’un Beyoğlu ilçesine bağlı Cihangir’de gezilecek yerler ve keşfedilmesi gereken rotaları aktaracağız. Yazımızın sonunda Cihangir’de büyümüş şairin semte dair yorumlarını bulabilirsiniz.

Tarihi Savoy Pastanesi

Cihangir gezilecek yerler

Çukurcuma’nın büyülü atmosferinden ayrılıp yeniden Sıraselviler Caddesi’ne çıktığınızda, Firuzağa Camii’ne doğru, Cihangir’in en eski pastanelerinden olan Savoy’u göreceksiniz. Kaldırımdaki masalardan birine oturup, pastalar ve taze kurabiyeler eşliğinde kahve içebileceğiniz ve gelip geçeni izleyebileceğiniz önemli bir buluşma yeri Savoy. 1956’dan beri hizmet veren pastane, özellikle pastalarıyla ünlü. Pastanenin kendi imalatı olan elliye yakın pasta çeşidi arasında seçim yapmak oldukça zor olsada; en çok vişneli, kestaneli ve frambuazlı olanların tercih edildiğini öğreniyoruz.

Çörekler, milföyler, tatlı- tuzlu kurabiyeler ve keklerin yanı sıra, sabahları kahvaltı servisi de veriliyor. Haftanın her günü 06:30 – 23:00 arasında açık. Savoy pastenesi konumu için tıklayın.

Orhan Kemal Müzesi

Orhan Kemal Müzesi

Cihangir’in “sıfır noktası” olarak da tanımlayabileceğimiz Firuzağa Camii’nin bitişiğindeki salaş kahvehane; bütün mesafelerin ona göre ölçüldüğü, insanların görmek ve görülmek için gidip saatler geçirdiği önemli bir buluşma noktası. Caminin tam karşısından devam eden Akarsu Caddesi’nde, Orhan Kemal (1914-1970) Müzesi’yle karşılaşmak ise gerçek bir sürpriz!

İstanbul’da, Balat çevresinde yaşayan Orhan Kemal’e adanan müze, yazarın genç kuşaklar tarafından da hatırlanması amacıyla oğulları tarafından Cihangir’de açılmış. Müzede, ünlü yazarın ölümünden sonra Unkapanı’ndaki evinden getirilen yatak odası, kütüphanesi, daktilosu, elbiseleri, fotoğrafları, el yazısı metinleri ve karalamaları sergileniyor.

Müzedeki en ilgi çekici parça ise yazarın ölümünden hemen sonra alınan yüz maskesi. Bereketli Topraklar Üzerinde, Bekçi Murteza ve 72. Koğuş gibi yapıtlarından tanıdığımız ve gerçekçi Türk edebiyatının en önemli kalemlerinden biri olan Orhan Kemal, genç yaştaki ölümüne karşın, geride 42 kitap bırakmıştı.

Müzenin bitişiğinde, yazarın kitaplarının ve kartpostallarının sergilendiği bir satış ofisiyle, Cağaloğlu’nda müdavimi olduğu ve birçok eserini kaleme aldığı İkbal Kahvesi’nin adını taşıyan bir kafe de bulunuyor. Orhan Kemal Müzesi, pazar hariç her gün, 10:00-19:00 arası açık. Giriş ücretsiz. Müze’nin konumu için tıklayın.

A la Turca’nın birinci katındaki “misafir odası”. Cihangir’de kahvaltı ve pasta keyfinin değişmez adresi, Savoy Pastanesi. Orhan Kemal Müzesi’nin girişindeki İkbal Kahvesi.

Cafe Symrna

Orhan Kemal Müzesi’nin çaprazında yer alan Cafe Symrna, şu sıralar semtin en popüler mekânlarından biri; Cihangirli ünlülerin de randevu mekânı.

Yüksek tavanlı eski bir yapıda, kafe-restoran olarak hizmet veren Symrna, pastel tonların ağırlıkta olduğu modern bir dekorasyona sahip. Kafenin müdavimleri burada kendilerini çok rahat hissediyor olmalı ki; sipariş verme veya yeni müşterilere yer açma gibi kaygılara kapılmadan, kafede uzun vakitler geçirebiliyor.

Girişteki küçük asma kattaki minderler, klasik jazz ve blues tinıları eşliğinde gazete ve dergi okumak, kahve içip birşeyler atıştırmak için çok uygun. Üstelik menü, klasik bir kafede bulabileceğinizden daha zengin. Kahvaltı tabağı, ev tarhanası, peynirli – tavuklu salatalar, soslu makarnalar, sosis ve patates kızartması, sahanda zahterli hellim peyniri, omlet çeşitleri ve tatlılar, gün boyunca servis ediliyor.

cihangir gezilecek yerler

Kahvaltı servisinin gün boyunca sürdüğü Cafe Symrna, Cihangirliler’in telaşsızca vakit geçirmeye geldiği, popüler bir mekân. Her gün 10:00 – 24:00 arasında açık. Cafe Symrna konumu için tıklayın.

Cihangir Camii

Cihangir Camii

Akarsu Caddesi’ni sol koldan kesen Susam Sokağı’nı dümdüz takip ettiğinizde, Cihangir Caddesi’ne çıkacaksınız. Caddenin başlangıcında, semte adını veren Cihangir Camii yer alıyor.

Marmara Denizi ile Boğaziçi’ne hakim bir tepede yer alan cami; Yahya Kemal’in “Git İstanbul’a bir de gün batımı Cihangir’den bak!” sözleriyle dile getirdiği gibi, Kuzguncuk’tan Selimiye’ye, Kız Kulesi’nden Topkapı Sarayı’na uzanan panoramasıyla, kentin belki de en güzel manzaralı camilerinden biri.

1559 yılında Kanuni’nin, 22 yaşında Halep’te yaşamını yitiren, çok sevdiği oğlu Cihangir’in anısına yaptırdığı cami, 18. yüzyıldaki büyük yangınlar sonucunda yok olunca, 1889’da II. Abdülhamit tarafından Sarkis Balyan’a yeniden yaptırılmış.

Mimari tarz olarak Ortaköy Camii’ni andıran, ikiz minaresi, kemerli pencereleri ve tek parça kubbesiyle barok karakterli caminin iç bölümü, 19. yüzyıl hat ustaları tarafından, siyah zemin üzerine yaldızla yazılmış büyük levhalarıyla da bir hat müzesini andırıyor. Cihangir camii konumu için tıklayın.

Porto Bello

Cihangir Caddesi üzerindeki Porto Bello, küçük bir masal dükkânı. Prag kuklaları, Tibet bebekleri, yüz yıllık gelinlikler, silindir şapkalar ve belki de sadece anneannenizin çeyiz sandığında görebileceğiniz rengârenk eşyalar…

Dükkân sahibesi Macide Karaali, 50 yıldır dünyanın dört bir yanından topladığı ilginç eşyaları burada sergiliyor. Prag, İspanya, Almanya, Tayland ve Tunus kuklaları ile Venedik maskeleri, koleksiyonun önemli bir bölümünü oluşturuyor. Bitişikteki ikinci dükkânda ise kostümler ve dönem elbiseleri kiralanıyor.

Balolar ve film çekimleri için talep gören giysiler arasında; İngiliz asilzade kostümlerinden, 1920’lerin kadın giysilerine, şatafatlı Venedik kostümlerinden smokinlere kadar her şey var. Pazar hariç her gün, 08:30 – 19:30 arasında açık. Porto Bello’nun konumu için tıklayın.

Cihangirli Civangirl, yahut Küçük İskender

Türk edebiyatının aykırı kalemi Küçük İskender’e göre, “Cihangir İstanbul’un başkenti”. Beyoğlu ve Cihangir sokaklarında büyüyen şaire, semtin sırlarını sorduk.

 ‘Cihangir’in simgesi uçmak olmalı’

Cihangir, İstanbul’da cinsel azınlığın korunduğu ender yerlerdendir. Alternatif yaşam biçimlerini tolere eden bir yapısı var semtin. Sınırlamalara gelmeyen, umursamaz hem duran hem koşan hem uçan, ama asla geriye dönmeyen bir yer. Bence Cihangir’in simgesi uçmak olmalı. Cihangir’e devasa bir Hazerfen Çelebi Heykeli yapılmasını isterdim. Amerika’daki Özgürlük Heykeli’nden bile büyük bir heykel olmalı ve bir elini Marmara Denizi’ne uzatmalı.

‘İstanbul’un başkenti Cihangir’

Cihangir, şairleri, yazarları ve sanatçılarıyla Türkiye’nin kültür sanat gündemine yön verir. Edebiyattaki tarzım, Beyoğlu ve Cihangir kültüründen damıtıldı. Cihangir’de yazdığım şiirlerin altında Civangirl yazar. Civan delikanlı, girl ise bilindiği gibi genç kız demektir. Bu söylem, Cihangir’e bakış açımı özetliyor. Yani ne erkek ne dişi…. Hem erkek, hem dişi çünkü.

Ben Cihangir’in kokusunu bir tek Amsterdam’da alabildim. Burası kendi özgürlüklerini ve yaşama biçimini yaratmayı başarmış pilot bir bölge. Ece Ayhan bir zamanlar, İstanbul’un başkenti Sirkeci’dir demişti. Bana göre değil. İstanbul bir eyaletse, Taksim – Beyoğlu – Cihangir bölgesi İstanbul’un başkentidir.

İstanbul’u bir organizma olarak düşünürsek, Cihangir onun kalbidir. Cihangir güm güm atar, organizmaya hayat pompalar. Beyoğlu’nun salgıladığı adrenalin, Cihangir’den Kazancı Yokuşu’ndan Dolmabahçe’ye, denize akar.

‘Cihangir’in sert akışlı yerlerini seviyorum’

Ben, hayat beni neye sürüklüyorsa, onu kaçmadan yaşarım. Oyunun biteceği anı düşünmektense, oyundan zevk almaya bakarım. Kalp krizi geçirerek ölmeyi istemem. Ben varsam, bir katilim de olmalı. Benden nefret edilmeden yaşadıysam, o zaman hiçbir şey yapmamışım demektir.

Beni çok seven birisi de katilim olabilir; tıpkı John Lennon örneğinde olduğu gibi. Tehlikeyi, ölümle burun buruna yaşamayı, o action’ı her zaman çok sevdim. Şiir de bir action’dır. Durağan bir göl yerine, hızla akan bir ırmakta boğulmak isterim. “Insan boğulacağı ırmakta önce yıkanmalı” der bir filozof. Bu söz, hayat çizgimi özetler. Cihangir’in de sert akışlı yerlerini seviyorum.

Tepki Ver | hayran2
0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
_a_rm_
Şaşırmış
2
hayran
Hayran
0
vir_sl_
Virüslü

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Gezitravels.com ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!